Adet sancısı neden olur? Kadınlar adet sancısı çekmek zorunda mı?
Adet sancısının nedeni regl döneminde rahmin normalden fazla kasılmasıdır. Bu durum kadınların yarısından fazlasında hayatları boyunca bazı dönemlerde görülebiliyor. Sık gözlenen bir durum olması nedeniyle ne yazık ki kadınların birçoğu bu durumu normal olarak kabul ediyorlar. Fakat adet sancısına neden olan sebepler tespit edilip tedavi edildiğinde kadınlar bu sıkıntılı durumdan kurtulup hayatlarına mutlu bir şekilde devam edebilirler. Bu nedenden ötürü adet sancısı hafife alınmamalı tekrarlaması durumunda mutlaka Kadın Hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.
Tabi ki kadınlar adet sancısı çekmek zorunda değil. Adet sancısına neden olan neden araştırıldıktan sonra altta yatan nedene yönelik tedavilerin uygulanması ile kadınların bu sıkıntılı sorundan kurtulabilmeleri mümkündür.
Bazı kadınların adet sancısını daha ağır geçirmesinin nedenleri nelerdir?
Adet sancısının her kadında aynı şiddette olmadığını görüyoruz. Adet sancısı bazı kadınlarda hafif kramplar ve huzursuzluk gibi belirtilerle seyrederken, bazı kadınlarda ise normal günlük işlerini yapamayacak kadar ciddi ağrıya neden olabiliyor. Bu durum kadınlarda adet sancısına neden olan durumla direkt ilişkili olarak değişebiliyor. Aynı zamanda kişinin genetik yatkınlığı ile de bir birliktelik bulunuyor. Çikolata kistine neden olan endometriozis, rahim ağzında darlık, rahim urları (bazı myomlar), rahim ve komşu organların iltihabi durumları gibi hastalıkları olan kadınlarda adet ağrıları, çok daha şiddetli seyrediyor.
Regl sancısının şiddetli olmasında yaş ve kilo faktörleri rol oynuyor mu?
Adet sancısı genellikle genç yaşta karşımızı çıkan bir durum. Özellikle ergenlik döneminde yeni adet görmeye başlayan kızlarda sık karşımıza çıkıyor. Kırklı yaşlarda da görülebilen adet sancısının bu yaşlardaki nedenleri çoğunlukla genç kadınlarda olanlardan farklı oluyor. Kırklı yaşlarda karşımıza daha ciddi sorunlarla da çıkabiliyor. Bu hastalarda adet kanamasının fazla olması, ara kanamalar, adet kanamasının uzun sürmesi gibi belirtilerin de eklenmesi bu kadınların mutlaka jinekolojik açıdan değerlendirilmesini zorunlu hale getiriyor.
Kilo ise adet sancısını etkileyen diğer bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Aşırı kilolu veya obez kadınlarda kiloya bağlı olarak değişen kadın hormonları nedeniyle adet sancıları daha şiddetli hissedilebiliyor.
Kadınların farklı fizyolojilerinin adet sancısında etkisi var mı? Sorun bedensel ise nasıl bir çözüm söz konusu?
Daha öncede belirttiğim gibi kadınlarda genetik yatkınlık, adet sancısı açısından önemli bir durumdur. Bu nedenden farklı fizyolojik yapılara sahip kadınlarda adet sancısının farklı hissedilmesi beklediğimiz bir durum. Bu durumun detaylı bir inceleme ile ortaya konulması, altta yatabilecek ve ilerde daha ciddi sorunlar yaratabilecek hastalıkların ayırıcı tanısının yapılması gerekiyor. Bu sayede kadınlarda ileride çok daha ciddi sonuçlara neden olabilecek hastalıkların tedavi edilebilmesine imkan sağlanıyor. Fizyolojik farklılıklara sahip adet sancısı ise daha kolay yöntemlerle tedavi edilebiliyor.
Adet sancısına eşlik edebilecek diğer belirtiler nelerdir?
Adet sancısı genellikle tek başına seyretmiyor. Bu hastalarda ek olarak bulantı, kusma, halsizlik, huzursuzluk gibi belirtiler de gözleniyor. Adet sancısının oluş mekanizması, endometriyumda (rahim içi dokusu) oluşan prostaglandin hormonlarının PGF2 alfa veya PGF2 alfa/PGE2 artmış oranı ile açıklanıyor. Zira bu maddeler rahim adalesinde kasılmalara ve artmış rahim kas tonusu nedeniyle rahim adalesinin kansız kalmasına (iskemik), bu suretle ağrıya ve aynı zamanda sindirim sistemini de uyararak, bulantı, kusma ve ishale de neden olurlar. Bu yüzden Prostaglandin sentetaz inhibitörleriyle yani anti-inflamatuvar ilaçlarla (NSAIDs) tedavi, ağrı şikayetlerini giderilmesinde başarıyla kullanılıyor.
Bazı hastalarda adet kanama miktarının artması, adet süresinin uzaması, kanama paterninin değişmesi gibi sorunlar görülebiliyor. Kanama ile ilgili sorunlar altta yatabilecek ciddi hastalıklar açısında önemli olup bu hastaların mutlaka detaylı bir jinekolojik muayene olmaları gerekiyor.
Adet sancısı nasıl geçirilir?
Adet sancısı tedavisinde ilk önce altta yatan neden ortaya koyulmalı. Eğer altta patolojik bir neden yoksa sigara bırakma, egzersiz gibi yaşam tarzı değişikleri öneriliyor. Buna ek olarak adet dönemlerinde kadın hastalıkları ve doğum uzmanınca başlanan ağrı kesiciler, doğum kontrol hapları gibi hormonal ilaçlar da kullanılabiliyor. En sık neden olarak görülen endometriyozis veya bu nedenle oluşmuş çikolata kistleri (endometrioma)’nın tedavisi doğum kontrol hapları, GnRH anologları gibi hormonal ilaçlarla geçici menopoz sağlanarak ya da progesteronlu rahim içi araç (ilaçlı RİA) uygulamaları ile adet görmeye engel olunarak medikal yoldan tedavi edilebiliyor.
Hatta belirli büyüklüğün üzerine çıkmış kistlerde veya hayat kalitesini bozan dayanılmaz ağrıların oluştuğu endometriyozis olgularında laparoskopik cerrahi yaklaşıma da başvurulabilir. Bitkisel ilaçların da bu hastalarda destekleyici tedavi olarak faydalı olduğunu görmekteyiz.
Çalışan kadınlara adet sancısıyla baş etmek için neler öğütlersiniz?
Çalışan kadınlarda adet sancısı çalışma hayatını sıkıntıya sokan ciddi bir sorun. Bu durum stres ile daha da artmakta. Bu nedenle bu kadınlarda stres yönetimi ile ilgili destek almaları, özellikle bu dönemde sigara gibi hem stresi hem de adet sancısını kötü yönde etkileyen kötü alışkanlıklardan uzak durmalarını, düzenli egzersiz yapmalarını ve gerekirse kadın hastalıkları ve doğum uzmanınca önerilen medikal tedavilere uymalarını öneriyorum.
Medikal tedavilerin mutlaka doktor gözetiminde olması gerektiğini de hatırlatmak istiyorum. Çünkü uygun olmayan medikal tedaviler başta hastaya faydalı gözükse de altta yatan ciddi bir hastalığı maskeleyebileceğinden ileride geri döndürülmesi mümkün olmayan sorunlara neden olabilirler.
Regl döneminde zencefil, papatya, nane, melisa, hayıt çayı gibi bitki çaylarının faydası olur mu, tavsiye eder misiniz? Başka ne gibi doğal yöntemler önerirsiniz?
Bitki çayları hem stres ile mücadelede hem de barsak sisteminin düzenlenmesinde etkin oldukları bilinen yöntemlerdir. Bu nedenden ötürü direkt hormonal bir etkileri olmasa da bu çayların belirttiğim faydalarından dolayı kullanılmasında herhangi bir sakınca yoktur. Buna ek olarak daha öncede belirttiğim gibi stres yönetimi, sigara gibi alışkanlıkların terk edilmesi, kilo verilmesi, uyku düzenin sağlanması, düzenli egzersiz yapılması gibi yaşam şekli değişiklikleri ile çoğu kadında adet sancısında ciddi bir azalma hatta düzelme olduğunu görmekteyiz.
Tamamlayıcı (complementary) ve alternatif tıp (akupunktur, nöral terapi, yoga, endo-diyet, biyoenerji, reiki, biyorezonans, homeopati) gibi yaklaşımlar ile herbal (bitkisel) tedavi (zencefil çayı, agnus cactus , dong quai, evening primrose oil), vitamin B1(thiamine), magnesium, B vitaminleri, progesteron kremleri, omega-3, immun sistem desteği, aromaterapi, detoks programları da medikal tedavi yanında adet sancılarıyla başa çıkmada etkili olabiliyor.